|
|||
![]() |
VEFAYI BİLENLERE! | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Türk Dil Kurumu’na göre vefa; Yaşanmışlıklara saygı duymak ve birçok şey paylaştığın insanları hatırlamak demektir. Geçmişini ve eski arkadaşlıklarını çok çabuk unutan kişiler ise ''vefasız'' olarak nitelendirilir. Sözlerinde duran ve geçmişini unutmayan insanlar içinse ''vefalı'' ya da ''vefakar'' kelimeleri kullanılır. TDK'ya Göre Vefa Kelime Anlamı Nedir? TDK'ya göre vefa kelimesinin üç farklı anlamı vardır: İlk Anlamı: Dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinde süreklilik sağlamak, arkadaşlığın kıymetini bilmek. Örnek Cümleler: 1- Çocukluk arkadaşlarımın çoğu vefasız çıktı ve beni bir kez bile aramadılar. 2- Bu dünyada vefalı dostlarımın olduğunu bilmek beni mutlu ediyor. İkinci Anlamı: Sözünde durmak, vadettiklerini yerine getirmek, sözüne sadık kalmak.” Türk Dil Kurumu’nun “Vefa”nın anlamından yola çıkarak, maalesef günümüzde “Vefa” sadece İstanbul’da bir semtin adından farklı bir duygu taşımıyor. Vefasız insanları gördükçe, tanıdıkça, yaşanmışlıklara baktıkça bu “Vefa” kelimesinin içinin boşaldığını, bu kelimenin ne kadar önemli olduğu gerçeğini anlayamayanların yoğun olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Öyle ki; Düne kadar senin yanından ayrılmayan, seni öve öve bitiremeyen bazı insanlar kendilerine senden daha üstün birilerini buldular mı, hemen seni satışa getirirler, yıllardır yaşanmışlıkları bir çırpıda silip atarlar. Bu olgu ve bu yaklaşım toplumun her kesiminde vardır ve var olmaya da devam edecektir. Bu siyasette de, ticarette de yaşamın her alanında da vardır. Bu yaşanmışlıklar siyasette var olsa da, maalesef bizim gazetecilik mesleğinde de var olduğunu biliyoruz. Hele ki; toplumsal yaşamın bir parçası olan dernek ve cemiyetçilik oluşumlarında bu “vefasızlık” çok daha yaygındır. Bizim meslekten örnek verecek olursak; Bizim gazetecilik mesleği her ne kadar onurlu, şerefli, toplum nazarında kabul gören bir meslek olsa da, son yıllarda sosyal medya ve internet gazeteciliğinin yaygınlaşması ile “Vefa olgusu” maalesef geçerliliğini kaybetme ile yüz yüze kalan mesleklerden biri olarak anılmaya devam ediyor. Gazetecilik mesleğinde, bu mesleği yapanlar da diğer meslekler gibi dernek veya cemiyet adı altında örgütlü olmak, seslerini daha gür çıkarmak isteseler de, sorunlarını tek tek değil de, dernek veya cemiyet kanalından duyurmak isteseler de yine maalesef ki, bu dernek veya cemiyetlere bir şekilde sızan, kendilerine yine bir şekilde koltuk kapanlar bu mesleği yıllardır hakkı ile yapan geçimi ve mesleği gazetecilik olan saygın meslek erbaplarına karşı adeta bir püskürtme, meslekten soğutma, kendi çıkarlarını mesleki çıkarların önünde tutma çabaları olanları da biliyoruz. Bizim gazetecilik mesleğinin her alanında çalışan, gazetecilik mesleği dışında başka bir yerden geliri olmayanlar dışında bu mesleği “ek iş” olarak yapan, her hangi bir kurumdan emekli olmuş ama bir şekilde gazetecilik mesleğine girip “kendini gazeteci” diye tanıtanların çok olduğu bir kent olan Zonguldak’ta “bürokrasi, siyaset, ticaret” ekseninde gazetecilik mesleği maalesef “Yasama, Yürütme ve Yargı”dan sonra 4’ncü kuvvet özelliğini de kaybetmiş bir duruma gelmiştir. *** KGD NEREDEN NEREYE? 3 Kasım 2003 tarihinde kurulan Zonguldak Karaelmas Gazeteciler Derneği, ilk kurulduğundan itibaren yıllardır gazete ve gazetecilerin sorunlarını gündeme taşımıştı. Ayrıca; Zonguldak’ta yıllardır yapılmayan yatırım ve hizmetlerin gelmesi için siyasi iktidara baskı oluşturmuş, birçok yatırımın gelmesine de öncülük etmişti. Başta eğitim olmak üzere “Mithatpaşa tüneli” olarak imza kampanyası başlatmış, bu tünelin yapımı, şehir trafiğinin rahatlaması da yine KGD’nin çabalarıyla olmuştur. Gazetecilerin daha saygın, kaliteli haber yazım tekniği konularında defalarca eğitimler verilmiş, hem kent adına, hem mesleki anlamda önemli projelere imza atmıştı. Yıllar geçtikçe KGD üye kaybı ile gazetecilerin haklarını savunma cesaretin ve gücünü yitirmiş, “güçlü bir dernek” yerine tabela derneği yönünde gerilemişti. Eski güçlü bir KGD döneminde yapılan faaliyetler, gazetecilerin yoğunlukta olduğu dönemleri hatırlayanlar, şimdi bu derneğin gazete ve gazetecilerin sorunlarını dile getirmekten bihaber, gazetecileri bir araya bile getiremeyen, diğer derneklerin yanında “sığıntı” gibi durmayı marifetmiş gibi olarak göstermeye çalışıyorlar. Sözü fazla uzatmadan; Eskiden bu tür etkinlikleri tek başına yapan, onlarca gazeteciyi davet edip, “güçlü bir mesleki örgüt” olma özelliğini koruyan KGD şimdi başka bir derneğin gölgesi altında, onların sağladığı organizasyona katılıp, fotoğraf çektirmeyi de faaliyet olarak göstermeye çalışıyorlar. Bu iftar yemeğinde gerçekten mesleğini hakkı ile yapan, mesleğin çilesini çeken ve o derneğin kuruluşunda veya sonraki süreçlerdeki faaliyetlerinde emeği olanlar nerede? Neden davet edilmediler? Eskiden KGD yöneticileri bu tür etkinliklerde tüm üyeleri tek tek arar davet ederlerdi. Şimdi bunlar “çağırsam gelmezdin ki!” bahanesine sığınacaklar ya! Sen çağır da gelmesinler. Velhasıl kelam bu KGD artık değişmeli, gazetecilik mesleğini gerçekten yapan gençlerin bu tutarsızlığa son verme zamanı gelmiştir. Konu ve sorun anlaşılmıştır.
|
|||
Etiketler: VEFAYI, BİLENLERE!, |
|