Türkiye’de yaşanan sel, yangın ve çeşitli kazaların arkasında hep “tedbirsizlik” yattığını biliyoruz.

Sel oluyor; dere kenarlarına imarsız, plansız kaçak yapıların yıkıldığını bu yapılardaki insanların can verdiğini duyuyoruz.

Heyelan oluyor; dolma toprak üzerine istinat duvarı bile çekmeden yapılan binalar yıkılıyor.

Yangın oluyor; ya elektrik kontağından, ya da bacadan kaynaklanıyor.

Trafik kazası oluyor; ya sürücünün alkollü, ya uykusuz, ya da direksiyon hakimiyetini kaybetmesinden kaynaklanıyor.

“Tedbirsizlik” nedeniyle binlerce “can” hayatını kaybediyor, milyarlarca liralık milli servetler heba oluyor.

Eskiden sosyal medya bu kadar yaygın değildi.

Şimdi hem sosyal medya, hem görsel ve yazılı basın var.

Her defasında uyarıcı haber ve yorumlar yapılıyor.

Devletin yetkili kurumları uyarıyor, önlem alınmasını istiyor ama maalesef Türkiye’de “Vurdumduymazlık”, “Umursamazlık”, “İşgüzarlık” mevcut.

Yaşanan bu acı olayların sorumlusu tabii ki bizleriz.  

Yetkililer uyarıyor, biz insan olarak bu uyarılara kulak tıkıyoruz. Başımıza gelmedikçe de uyarıları dikkate almıyoruz.

Yetkelilerde de sorumludur bu acı olayların yaşanmasında.

Özellikle Belediyeler ve ilgili kamu kurumları.

Vatandaş, dere kenarına ev yapmak isterse yaptırmayacaksın.

Vatandaş iş merkezi yapacaksa, yangın ve doğal afetlere karşı tedbir alınmış mı, alınmamış mı soracaksın. Alınmamış ise yaptırım uygulayacaksın.

Bir yere öğrenci yurdu yapılacaksa, güvenlik önlemi alınmış mı, alınmamış mı. Yangın merdiveni, acil çıkış kapısı var mıdır? Yangına karşı örneğin yangın tüpü var mıdır hepsine bakacaksın. Bunlar yoksa o öğrenci yurduna çalışma izni vermeyeceksin.

Adana’nın Aladağ ilçesindeki öğrenci yurdunda bir facia yaşandı. Bu faciada 11 öğrenci çıkan yangın sonucu feci şekilde can verdi. Yangın sonrasında 3-5 kişi gözaltına alınmış ve soruşturma başlatılmış.

Bu soruşturmada, o gözaltına alınanlar tutuklansa ne olur, tutuklanmasa ne olur. Giden canları geri getirecek mi.

Yangın çıkmadan önce o yurda çalışma izni veren yetkililer, gerekli tedbirleri daha önce almışlar mı? Denetim yapmışlar mı?

Türkiye’de bugün Adana Aladağ’da yanan öğrenci yurdu gibi yüzlerce öğrenci yurdu var.

Cemaat, tarikat bilmem ne yurdu adı altında insanlar öğrenci yurdu adı altında bina yapıyor ama maalesef tedbir ve güvenlikten yoksun. İlgili kurumlar da bu tür binalara imara aykırı da olsa, gerekli önlemler alınmasa da “adamını bulan” bu tür binalara ruhsat veya çalışma izni alabiliyor.

Zonguldak’ta da böyle yurt ve önlem alınmamış birçok bina var.

İş merkezlerinin çoğunda yangın merdiveni olmadığı gibi, acil çıkış kapısı bile yok. Bazılarında asansör var, çalışmaz. Bazılarında yangın tüpü yok.

Böylesi binalara imar izni veya ruhsat verilirken adama göre değil, alınan önlemlere göre ruhsat verilsin.

Zonguldak’ta ne Belediye, ne de diğer kurumlar denetimlerini tam anlamıyla yapmıyor bunu biliyoruz.

Kimisine siyasi gözle bakılıyor, kimisine de eş dost ahbap çavuş ilişkileri çerçevesinde bakılıyor, kimisi ne de paraya göre.

Adana’nın Aladağ ilçesinde yaşanan bu facianın ardından Milli Eğitim yetkilileri harekete geçmiş, inceleme başlatmışlar.

Olayın sıcaklığı ile başlatılan bu soruşturmaların akıbeti ne olacak, eksiği olan öğrenci yurtlarına ne gibi yaptırım uygulayacaklar. Onlarca öğrencinin barındığı bu öğrenci yurtlarındaki acil çıkış kapısı, yangın merdiveni, yangın tüpü gibi zorunlu gereksinimleri bulunmayanlara ne gibi cezalar uygulanacak? Bu yurtlar kapatılacak mı? Kapatılırsa bu öğrencilere alternatif barınma yerleri sunulacak mı?

Bu sorun sadece Adana’nın Aladağ ilçesinde yaşanmıyor, Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde yaşanıyor.

Bu sorun Zonguldak’ta da var.

Sadece öğrenci yurtlarında değil elbet. İnsanların toplu yaşadığı, işyerleri ve çeşitli yerlerde de var.

Bu konuda devletin ilgili kurumları, etkin bir denetim mekanizması kurarak, bu işi savsaklamadan, vurdumduymaz davranmadan, umursamaz tavır sergilemeden, koltuklara bağlı kalmadan, masa başında değil, bizzat yerine gidilerek inceleme yapılmalı ve her türlü güvenlik tedbiri alınması için gerekirse en ağır cezai müeyyide uygulanarak, yarın başka bir öğrenci yurdu veya hastane, toplu barınma ve çalışma yerlerinde bu tür facialar yaşanmadan tedbir alınması sağlanmalı.

Yarın çok geç olmadan, başka facialar yaşanmadan, tedbir…tedbir…tedbir…