Zonguldak’ta hastane işini bir türlü beceremediler, yüzlerine gözlerine bulaştırdılar, başlayan inşaatını yarım bıraktılar.
Zonguldak olarak bu fırsattan yararlanamadık.
Hastane meselesini baştan bir anlatalım;
Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ 2010 yılında Zonguldak’a geliyor, hastanelerde incelemelerde bulunuyor, gazetecilere sağlık alanındaki yenilikler ve çalışmalar hakkında bilgi veriyor.
Eski adıyla SSK, yeni adıyla Atatürk Devlet Hastanesi ziyaretinde, yine dönemin Zonguldak Valisi Erdal Ata, AK Parti’nin o zamanki milletvekilleri Köksal Toptan, Fazlı Erdoğan, Polat Türkmen ve il Başkanı Hamdi Uçar Bakan Akdağ’dan mevcut hastanenin yeterli olmadığını yeni bir hastane için talepte bulunuyorlar. Bakan Akdağ, “hayır olmaz, yapamayız” demiyor. “siz yer bulun hemen yapalım” diyor.
Bakan’ın bu sözü üzerine bizimkiler hemen yer arayışlarına giriyor, Vali bir taraftan, milletvekilleri diğer taraftan, il Başkanı Hamdi Uçar başka bir taraftan yer arıyorlar. 69 ambarlarının olduğu bölgeye bakıyorlar, “tamam burası olabilir” diyorlar. Sondaj yaptırıyorlar, fizibilite çalışması yaptırıyorlar ama yan taraftan dere geçtiği için “su çıktı” denilerek oradan vazgeçiliyor. Bakanlık ödenek gönderiyor, para geri gidiyor.
Sonra ne mi oldu.
Tam bir komedi.
Her ağızdan ses çıkmaya başlıyor, İnağzı Mahallesi ayaklandı “Bizim mahalleye yapılsın” dendi, Çaydamar, Elvanpazarcık ve hatta Karaman Beldesine bile yapılmak istendi. O zamanlar hastane yeri için “su çıktı” denmişti ya, hastane işinin gerçekten de “suyunu” çıkarmışlardı.
Daha sonra, bir üst akıl çıktı Atatürk Devlet Hastanesi’nin yanındaki polikliniklerin olduğu ve yanında doktor lojmanlarının da içindeki alanda karar kılındı.
400 yataklı modern bir hastane için ihale yapıldı, proje çizildi, ihaleyi alan firma Zonguldak’ın da yakında tanıdığı bir isimdi, Turyapı inşaat firmasının sahibi CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu ihaleyi kazanmıştı. İş önce güzel gidiyordu, poliklinik ve lojmanlar yıkıldı, temel atıldı, istinat duvarları da yapıldı, inşaatın yüzde 3’lük bölümü tamamlanmıştı. Sonra ne oldu ise Turpcu’nun şirketi ekonomik krize girmiş ve iş yarım bırakılmıştı.
Bir yılı aşkın süredir de hastane inşaatı öylece duruyordu.
Yarım kalan hastane inşaatı ortada dururken, 2010 yılında “yer bulun hastane yapayım” diyen ve daha sonra görevini Mehmet Müezzinoğlu’na bırakan Bakan Recep Akdağ’ın 6 yıl sonra önüne yine aynı konu getiriliyor.
Hastane inşaatının yüzde 3’lük bölümü bitmiş olmasına rağmen, yeni bir hastane yeri arayışlarına gidilmesi ne derece doğru olacak bilemiyorum ama maalesef bu iş 2010 yılında olduğu gibi yine sulandırılıyor, bulandırılıyor.
Başlayan inşaatın devam ettirilmesini beklenirken, yeni projeler, yeni bir yer ve yeni fizibilite çalışmaları, yeni temel kazısı, yeni bina ve çarçur edilen devletin paraları.
Boşa harcanacak tek bir kuruş, boşa akan su gibi fuzuli masraf. Boşa harcanan bu paralar devletin parası dolayısıyla bizim paramız, bizim vatandaşın ödediği vergilerden toplanan paralar.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yerinde ben olsam, yeni hastane için gelenlere, “kardeşim ben size 2010 yılında yer bulun hastane yapalım dedim. Yer bulundu, parasını gönderdim ama siz beceremediniz. Bir daha hangi yüzle benden hastane için yardım istiyorsunuz” derdim.
Öyle ya, Bakan parayı göndermiş, her şeyi halletmiş ama maalesef Zonguldak olarak 400 yataklı bir hastaneyi yaptıramadık.
Burada suçlu müteahhit mi? İşini iyi takip etmeyen siyasi irade veya, bürokrasi mi?
Ekonomik krize giren müteahhit firma işi yarım bıraktı ise ihale şartnamesinde ne yazıyordu. Böylesine bir durumun cezai müeyyidesi var mıydı yok muydu?
***
AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile bu konuyu yeniden görüşmüş ve gazetelere geçtiği e-mailde şöyle diyor; “Şüphesiz il merkezimizin uzun yıllardan beri çözüm bekleyen birçok problemi var. Ancak bunların en önemlisi, sağlık alanında olanıdır. Bu bağlamda öncelikle yapımı yılan hikâyesine dönen Zonguldak Devlet Hastanesi sorununu çözüyoruz. Sağlık Bakanımız ve TOKİ Başkanımızla görüştük. Halen sadece yüzde 3 seviyesinde gerçekleşme oranı bulunan Zonguldak Devlet Hastanesi ihale sözleşmesi feshedilecek. Projenin konsepti değişiyor, kapsamı genişletiliyor. Mevcut yere sığması mümkün değil. Dolayısıyla hastanenin yeri de değişecek. Oraya başlanılan bina tamamlanacak ve başka bir amaçla kullanılacak” Çaturoğlu yer konusunda ise, “Yer konusunda Sayın Valimiz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcımız, İl Başkanımız, İl Belediye Başkanımız, TTK Genel Müdür Vekilimiz ve yerel sağlık yetkililerimiz ile temas halindeyiz. Şimdilik, biri 38 bin metrekare, diğeri 45 bin metrekare iki arsa üzerinde çalışıyoruz. Sağlık Bakanımız Recep Akdağ’la görüştüm. Eğer en az 70 bin metrekare arsa bulabilirsek, şehir hastanesi yapacağız. Bulamazsak, mevcutlarla yetinip, o iki yerden birine sağlık kampüsü kuracağız.” İfadesine yer vermiş açıklamasında.
Çaturoğlu, yer konusunda ilgili kurumlarla temas halinde olduklarını vurgularken, “bulamazsak mevcutlarla yetinip, o iki yerden birine sağlık kampüsü kuracağız” vurgusunu da yapıyor. Yani, yer bulunursa yeni hastane yapılacak, bulunmazsa… İşte asıl mesele burada.
Madem ki, yeni bir hastane için geri dönülmez bir yola çıkıldı, o zaman TTK’ya burada büyük bir iş düşüyor. Verecekler merkez atölyesini, yapacaklar hastaneyi. Yeri de güzel, acil hastalar için de büyük bir kolaylık. Hem tüm kamu binaları da 69 ambarlarına taşınıyor. TTK merkez atölyesinden feragat edecek, o alana modern bir şehir hastanesi gayet de yapılır.
Bu hastane işi daha fazla sulandırılmadan, yılan hikâyesine döndürülmeden siyasi irade, bürokrasi yerel yönetim ve TTK ortak noktada buluşup hastane sorununu çözüme kavuşturmalı.
|