|
|||
![]() |
YOK BÖYLE DUYARSIZLIK! | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Koronavirüs pandemisi 186 ülkede halen etkisini sürdürüyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerini bile çaresiz bıraktı, ölü sayısı 110 bini geçti, vaka sayısı 2 milyona yaklaştı. Dünyanın süper gücü denilen ülkeleri ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, İspanya, İtalya, İran, Çin, Japonya gibi birçok ülke paranın bile hükmedemediği Koronavirüsle mücadele ederken, biz Türkiye olarak da virüsün etkisi altındayız. Türkiye’de de virüsten dolayı yaşamını yitiren ve vaka sayılarında sürekli artış var. Bakanlıklar, devletin tüm kurumları, Sağlık Bilim Kurulu, Profesörler, uzmanlar bu virüsün ne kadar tehlikeli olduğunu günlerce ifade ediyorlar. Dünya ülkeleri daha fazla can kaybı yaşanmaması için olanca güçleriyle bu virüsün aşı ve ilacını bulmak için çırpınıyorlar, tedbirleri elden bırakmıyorlar. Biz Türkiye olarak Koronavirüsle mücadele konusunda birçok ülkeye nazaran biraz iyi gibi duruyoruz. Virüsün ülkemize sirayet ettiği ilk günlerde önce okullar tatil edildi, toplu yaşam alanları kapatıldı, insanlara sokaklara çıkılmaması gerektiği defalarca anlatıldı, virüsün ne kadar tehlikeli olduğu, daha fazla yayılmaması ve can kaybı yaşanmaması için “EVDE KAL, SAĞLIKLI KAL” çağrıları yapıldı. Risk grubu olan 65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkmaması ve ardından 20 yaş altı gençleri de kapsayan kısıtlama getirildi. Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve diğer Bakanlıklar her konuda tedbirleri alıyor, virüsle mücadele konusunda etkin tedbirler alıyor. Devletin tüm kurumları her alanda tedbir alırken, toplu yaşam alanları kısıtlanırken, biz ne yapıyoruz. Koronavirüsün ne kadar hızlı bulaştığı, bu virüsün bulaştığı bir kişinin 30 kişiye de bulaştırdığı defalarca anlatılmasına, hatırlatılmasına rağmen, “sokağa çıkmayın”, “EVDE KAL”ın, “evde izolasyon” sağlayın denmesine rağmen bu tavsiyeleri dikkate almayan, uyarıları dinlemeyen “bana bir şey olmaz” deyip sokağa çıkan, banka önlerinde “sosyal mesafeye” riayet etmeden, saatlerce bekleyenler günün birinde virüse yakalandıklarında, sevdikleriyle beraber günlerce yoğun bakım servislerinde bu hastalıktan kurtulmayı beklerken, sağlığın ne kadar önemli olduğunu anlamamak, bilmemek akıl karı değil. Koronavirüsle mücadele konusunda devletin tüm kurumları teyakkuz halinde görevlerini harfiyen yerine getiriyor. Her alanda tedbir alıyor, denetimlerini yapıyor. Bizler de vatandaş olarak alınan tedbir ve önlemlere uyarsak, “EVDE KAL” dediklerinde “EVDE KAL”ırsak, hiç kimse ile “yakın temas” kurmaz isek, hijyen ve ellerimizi 20 saniye sabunlu su ile yıkarsak, kendi izolasyonumuzu kendimiz sağlarsak, bu virüsün bulaşma riskini de biraz azaltmış oluruz. Yeter ki, birkaç gün “EVDE KAL”alım, biraz sabredelim. Yetkililer bir yandan Koronavirüs tehlikesi ile mücadele ederken, bir yandan da insanların duyarsızlıkları ile de mücadele ediyor. Son örnek; Geçtiğimiz Cuma akşamı İçişleri Bakanlığı tarafından hafta sonu Cumartesi ve Pazar gününü kapsayan 48 saatlik bir sokağa çıkma yasağı uygulandı. Sokağa çıkma yasağının televizyonlarda alt yazı ile duyurulmasının hemen ardından evden çıkan, arabasına atlayan herkes market, tekel bayisi büfe ve fırınları akın etti. Sokağa çıkan bu insanlar sanki sokağa çıkma yasağını kutlarcasına marketlerden çerez, kola, sigara, alkol almak için “sosyal mesafeyi hiçe sayarak”, uzun kuyruklarda tanımadığı başka birileri ile ikiz kardeş gibi yakın temas halinde kuyruklarda sıra beklediler, marketlere doluşarak, virüsü birbirlerine bulaştırmayı bile göze aldılar. 48 saatlik bir sokağa çıkma yasağını 48 gün olarak algılamış olacaklar ki, marketlere saldırdılar. Bu işin bir boyutu bu. İkinci boyutu ise; Koronavirüs tedbirleri kapsamında market ve büfelerin akşam saat 21.00’de kapanacağı konusunda genelge yayınlanmıştı. O saatte marketler neden açıktı. O saatte market açan, market sahiplerine de yüklü miktarda par cezası uygulanması gerekmez mi? Hem genelgeye uymadılar, hem de virüsün hızla yayılması konusunda tedbirsiz davranarak, insanların sağlığını tehlikeye soktular. Sokağa çıkma yasağı konusunda, o gece sokağa çıkanlar kadar o saatte marketleri açan “birkaç kuruş para kazanacağım” diye yasağa rağmen marketini, dükkanını açanların da bu vurdumduymaz, bu duyarsızlıktan sorumlu değil midir! *** Son söz; Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş’ın 30 Mart tarihinde gazetelere de yansıyan bir haberi aklıma geldi. Vali Erdoğan Bektaş, Gazipaşa Caddesi üzerinde bir banka önünden geçerken, banka önünde bekleyen, sosyal mesafe kuralını hiçe sayan vatandaşlara şöyle bir ifade kullanmıştı: “Yarın sabah beşte sokağa çıkma yasağı ilan etsek o zaman ne yapacaksınız” diye sormuştu. Sokağa çıkma yasağı sabahın 5’nde değil de, gece 22’de duyuruldu, bunu duyan vatandaş marketlere koştu, kola, çerez, onlarca ekmek aldı. Bizim halkımız hem sabırsız, hem duyarsız, hem de vurdumduymaz. Yatağa düştüklerinde akılları başlarına geliyor ancak.
. |
|||
Etiketler: YOK, BÖYLE, DUYARSIZLIK!, |
|