|
|||
![]() |
ZONGULDAK’IN GELECEĞİ PARLAK | ||
Çetin ÖZDEMİR | |||
inanisgazetesi@gmail.com | |||
Zonguldak, Türkiye’nin her anlamda en verimli illerin başında geldiğini defalarca yazmaya çalışıyorum. TTK’sı ile demir Çelik fabrikaları ile özel ve devlet kurumları ile Türkiye’nin başta ağır sanayisi olmak üzere her alanda ülkenin kalkınması, ekonomik olarak gelişmesi adına lokomotif olmuş bir şehir. Bu şehir bir zamanlar içinden Karabük ve Bartın’ı çıkardıktan sonra başta nüfus olarak daraltılmış, sonrasında ekonomik olarak zafiyete uğratılmaya çalışılmıştı. Son 20-25 yıldan beri Zonguldak’ın üzerinden sanki karabulutlar dolaşmaya başlasa da, bu şehir ve bu şehrin insanları hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamıştı. Özellikle 5 Nisan 1994 yılında alınan kararların bu şehre ne kadar zarar verdiğini herkes biliyor. O kararların ardından başta TTK’da başlatılan Re’sen emeklilik uygulaması ile kurumda çalışan işçi sayısı 40-50 binlerden bugün 7 binin altına gerilemesine sebep olmuştu. TTK ile başlayan süreç, kurumdan o dönemlerde emekli olanların yaklaşık yüzde 90’ı çocuklarına gelecek hazırlamak, iş bulmak için sanayisi gelişmiş illere göç etmişler, doğal olarak kent nüfusu olarak da zafiyete uğramıştı. TTK’da başlayan işçi yetersizliği, dolayısı ile kömür üretimini de olumsuz etkilemişti. Dönem içinde, her seçim döneminde siyasi partiler ve milletvekili adayları süslü laflar etse de, klişe sözler söyleseler de, “yapacağız, edeceğiz” deyip, “cek-cak” yapsalar da değişen, gelişen hiçbir olumlu bir taraf görememiştik. Dönemin siyasi partileri bu şehirde başladıkları uygulamalar, sonrasında kurumlar arasındaki “diyalogsuzluk-iletişimsizlik” ve “kurumların çalışma metodları” ile 1980 öncesi “Türkiye’nin Almanya’sı” olarak dillendirilen bu şehir, maalesef “Türkiye’nin en büyük köyü” yakıştırmalarını bile kabul eder duruma gelmişti. 2002 öncesi siyasi partiler ve o dönemin iktidar partileri sürekli dillendirdiği iki konu vardı: Birincisi; “TTK’ya şu kadar işçi alacağız, kömür üretimini yıllık 5-10 milyon tona çıkaracağız” İkincisi; “Filyos Projesi hayata geçecek. Filyos limanı Haydarpaşa limanı gibi olacak, binlerce insana iş kapısı olacak” deniliyor, renkli kuşe kağıttan projeler bile kamuoyuna açıklanıyordu. Tabi o dönem söylenenlere inansak bile bu işlerin çok da kolay olmadığını o dönemin siyasetçileri bile biliyor ama anlatamıyorlardı. Başta nüfus olarak daraltılan Zonguldak, siyasi olarak da “kalite” eksikliği nedeniyle, “ucuz politika” tercih edilerek, “günü kurtarma” politikaları ile bu şehrin önünü tıkayan, yatırım ve istihdam konusunda “zayıf” kalan bir şehir durumuna getirildi. 3 Kasım 2002 yılında tek başına iktidara gelen AK Parti bile 18 yıl sonra yeni atılımlar, yeni yatırımlar yapmaya başladı. Zonguldak-Devrek, Zonguldak-Ereğli yolları yapım işleri çok uzun yıllar devam etse de, halen bazı eksiklikleri olsa da nihayet açılmış olması en azından bu şehrin her iki tarafından şehre girişlerin güzelleştirilmesi, güzel bir gelişme olarak görülebilir. Zonguldak’ın tek sorunu sadece yol mu? Elbette değil. Denizi, doğası, güneşi başta olmak üzere deniz, hava, kara ve demiryolu bağlantıları ile de Türkiye’nin her noktasına rahatça ulaşılabilen bir şehir Zonguldak. Dolayısı ile deniz, hava, kara ve demiryollarının iyileştirilmesi elbette bir şehir için önemlidir. Bunlar yapıldığına göre, diğer yatırımların da önünün açılması gerekmektedir. Başta yıllardır konuştuğumuz, her siyasi iktidarın da gündeme getirdiği 2. Abdülhamit’in de rüyası olan Filyos projesi başta olmak üzere, diğer yatırımların da bu şehre getirilerek, yıllardır umutsuzluğa kapılan bu şehir insanlarına umut aşılayıp, yine eskisi gibi “Türkiye’ye kazandıran” bir şehir durumuna gelmesi elbette bir Zonguldaklı olarak bizleri çok mutlu edecek ve gelecekte çocuklarımızın da başka şehirlerde “iş bulmak için göç etmesine” neden olmayacak, gerekli yatırımların da gelmesi en büyük dileğimizdir. Bugün Zonguldak kent merkezi ve tüm ilçelerinde yapılan çalışmaları dikkatle takip ediyoruz. Hepsi de güzel çalışmalar olduğunu biliyoruz. Siyasetin iktidar ve muhalefet tarafı başta olmak üzere, ilin valisi, 32 Belediye Başkanı, kurum ve kuruluşların birinci derecedeki temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve basın olarak da bizlerin de katkıları ile bu güzelim şehrin “Türkiye’nin en güzel şehri” olması konusunda “el birliği” ile çözüm bulunmalı, çareler aranmalıdır. Ama; Bu çareler aranırken, herkes “samimi olmalı” bu şehrin sorunlarına ve çözümlerine “samimiyetle” yaklaşmalıdır. Bu şehri seviyorsak, hep birlikte bu şehri güzelleştirip, ekonomik olarak kalkındıralım. Ne dersiniz!
|
|||
Etiketler: ZONGULDAK’IN, GELECEĞİ, PARLAK, |
|